16 Haziran 2010 Çarşamba

"Seni aramızda görmeyi beklemezdik"




Ahmet Ecmel & Dr Ahmet




Başlıktaki bu söz geçtiğimiz pazartesi kontrol için Essen'e gittiğimizde sevgili dobra doktorum Ahmet beyin şu anda yaşadığım ilik reaksiyonun olmadığı takdirde başıma gelecekleri özlü bir şekilde anlatma şeklidir. Türkçe'nin eğilip büzelme hallerine de hakim olmadığı için açıklayacağı bir konuyu işte böyle direkt ifade ediyor. İlik reaksiyonu olmasaymış, löseminin geri dönme riski 60-80% lerdeymiş. Ancak bu risk şimdi çok azalmış durumda. Reaksiyon olması ve bunun uzun süreli devam etmesi arzu edilen bir durum. Yeni hücrelerimin yabancı hücreler ile savaşabildiğinin göstergesi oluyor. Bunun uzun sürmesi de iyiye işaret.

Şu anda yüzüm halen kızılderili gibi kırmızı. Bu kırmızılığı Ahmet bey de biraz fazla buldu. Sürdüğüm kremler etki de etmiş olabilir diye başka bir krem tavsiye etti. İlaçların yan etkisi de arttırmış olabilir diyerek, bazı ilaç düzenlemeleri yaptı. Istanbul'a döndükten sonra epeyce kilo vermiştim. Kollar ve bacaklar birer değnek kaldı. Bundan daha fazla vermemim iyi olmayacağını, her gün kilomu kontrol ederek kendisini bilgilendirmemi istedi. Artık yemek borum acıya acıya yemeğe gayret edeceğim. Kalori içecekleri de içiyorum. Umarım kısa zamanda toparlanabilirim.

Günlerimi çoğunlukla evde geçiriyorum. Güneş kesinlikle yasak. Güneşe çıkmasam bile sıcak ve nemli hava çok dokunuyor. Mecbur kalmadıkça gündüzleri evden ayrılmıyorum. Çok bitkinliğim yoksa, evin tadilatı sırasında yerinden oynayan eşyaları düzenleyip tasviye etmeye çalışıyorum. Uzun zamandır evde bozuk çalışmayan cihaz, elektrik, tesisat vs için çeşitli tamircileri organize ediyorum. Internet sağolsun, işle ilgilenebilecek imkanı sağlıyor. Seyrek de olsa ziyaretcilerim oluyor. Kendi veya yakın çevresi hasta, nezle, grip olmayanları beklerim. Kısa ziyaretler uzun zaman yaşadığım izole ve rutin hayattan beni biraz dış dünyaya açıyor. Bu moral olarak iyi geliyor.

Aklımda ilk öncelikle bitirmek istediğim, kitap projemiz var. Kitabın ilk bölümünü daha yazamadım. Ona bir an önce başlayıp, basılmaya hazır hale getirmek istiyorum. Toplanacak bağış fonunu yönlendireceğimiz bir iki alternatif yer önerisi aldık. Bu kuruluşlarla görüşüp somut katkıda bulunabileceğimiz imkanları konuşacağım. Kitap da ortaya çıkınca sonra kampanyamızı başlatacağız. Önerdiğiniz destekler için şimdiden çok teşekkürler. Önce ürünü bir ortaya çıkaralım, adresi belli edelim ondan sonra herkesin gönüllü desteği eminim çok katkı yaratacaktır.

Üç hafta sonra tekrar kontrole gideceğim. Bu yıl sanırım böyle sık kontroller ile geçecek. Doktorum beni şahsen yakından takip etmek istiyor. Hayatımda uzunca bir süre iki Ahmet olacak!

Yazmaya devam, haberleriniz ve yorumlarınızı ihmal etmeyin.
Sevgilerimle.
Şule

6 Haziran 2010 Pazar

Evimdeyim, dinleniyorum :)


Eve geldim, blog bitti değil tabi. Bundan sonra gelişmeleri de aktarmaya devam edeceğim.
Döneli tam bir hafta oldu. İlik reaksiyonu tam gaz devam ediyor. Geldiğim günden beri daha çok kızardım. Şifa yüzümü görünce "tüp patlamış" gibi dedi, aynen öööle. Hastahane doktorun ofisinin önünde bekleyen hastaları görüyorduk, reaksiyonda olan hastaların ciltleri nasıldıysa benimki de aynı şekilde oldu. Sevgili doktorum Ahmet bey'le telefonlaşıyorum. İlaçların dozunu artırdı. Reaksiyon fazla olabilir, uzun sürebilir ürkme, kontrol altına alıyoruz diyor. Haftaya zaten kontrol randevumuz var, Essen'e gideceğim. Tek sıkıntım, reaksiyonun bir yan etkisi gözlerimin içi, dudaklarım, ağzımın içi ve yemek borumun dibine kadar kuruluk yapıyor. Dolayısıyla katı bir şey yiyemiyorum. İlaçları bile zor yutuyorum. Gözlerime kullandığım ilaçlar görüşümü engelliyor. Bunları anlatınca halimden şikayet ediyormuşum gibi algılamayın aksine çok mutluyum ve huzurluyum. Evimdeyim, ailemleyim ve en önemlisi YAŞIYORUM.

Önümüzdeki günlerde planlarımı hayata geçirmeye çalışacağım. Bağış için kitap projemiz var biliyorsunuz. Kitabın büyük bir kısmı blog içeriğinden oluşacak. Ben ayrıca başına blogdan önceki dönemi anlatan bir bölüm yazacağım. Ablamız Alev de kitap projemizin promosyon bölümünü hazırlıyor. Yemek tarifleri defterini yeniden düzenleyip, bilgisayara aktarıyor. Kitaba bağış yapana yanında bir tane de nefis bir yemek kitabı, hem de yazarı ünlü Alev Balta!

Evdeki bu dinlenme sürecinde işimle de ilgili olacağım. Devreye girebileceğim konular olacaktır, gerektiğinde bankaya da ara sıra giderek, evden de on-line işlere dalacağım. Banka yönetimi haklı olarak kesin dönüşümün olup olmayacağını ve döneceksem ne zaman olabileceği konusunda bir bilgi bekliyordu. Geçen hafta yeni Hollandalı genel müdürümüzle tanışmaya ve kesin dönmek istediğimi teyit etmeye gittim. Bankadaki sevgili arkadaşlarımın bu ziyaretimden size bahsetmedim çünkü kendimi hem çok güçlü hissetmiyordum hem de size özel bir gün ayırıp doya doya görüşmek istiyorum. Wilfred ile kısa bir görüşme yapıp hemen gizlice B3 katından kaçtım. Benim için değişik bir gündü. Yaklaşık dokuz aydır ilk defa hastahane gömleği, eşofman ve bluejean dışında bir kıyafet giydim. Topuklu ayakkabılarımı ayağıma geçirdim ve tingirdiyerek tekrar onlarla yürümeyi hatırladım. Kızılderili gibi olan yüzümü fongötten ile kapamaya çalıştım ama beceremedim. Ceket giydiğim için kollarımın kırmızılarını saklayabildim. Boynuma eski kurumsal görüntü günlerimden kalan Hermes eşarbımı doladım, boynumun kırmızıları da ortadan kayboldu. Çantamı da elime aldım, odamdan aşağıya indim. Alp salondaydı. İçeri girince "return of Jedi" diyerek Alp'in karşısına dikildim. Alp şaşkınlıktan yere düşüyordu. Uzun zamandır ilk defa beni böyle görüyor. Kısa süreliğine olsa da eski sağlıklı günlerimdeki görüntüye bürünmek moral için iyi geldi doğrusu. Wilfred ile de görüşmemiz olumlu geçti. Bir süre daha evde olmam gereği medical bakımdan şart gözüküyor. Bu süre sonunda yeniden çalışma hayatına dönmenin bana iyi geleceğini biliyorum.

Bundan böyle hiç kimseyi evinden, ailesinden ve sevdikleinden sağlık nedenleri ile ayırmasın. Ayrılıklar olacaksa mutlu ve hayırlı işler için olsun. Herkes için bunu diliyorum yürekten.

Kucaklıyorummm.
Şule