2 Mayıs 2010 Pazar

2 Mayıs Şule Gezide









Bizlerden bir kaç gündür ses çıkmıyor diye merak ediyorsunuzdur. Aktif program organizatörümüz Yalçın’ın teklifi ile cuma günü araba kiralayarak Almanya’nın kuzey deniz sahillerine gittik. Essen’den yaklaşık 3.5 saatlik bir yoldan sonra arabayı ana karada bırakarak “ferry boat” la bölgenin en tavsiye edilen Spiekeroog adasına geçtik. Burası Almanya’nın yazın tatile gidilen ve çok büyük kumsal sahili olan bir ada. Bu bölgenin ilginç bir özelliği gel-git (Haldun şimdi bundan bir mana çıkarır gene, biz gene eskilerin dediği gibi med-cezir diyelim) olayının çok gözle görülür şekilde büyük olması. Biz adaya vardıktan sonra deniz çekilerek ana kara ile ada arasındaki deniz kaybolup, karalar birleşti. Ferry boat’ın adaya yanaştığı sahil yönünde kanal açtıklarından su çekildikten sonra orası nehir gibi duruyordu.

Spiekeroog çok sempatik ve az nüfusu olan bir ada. Kayıtlara gore 14. Yüzyıldan itibaren haydutların ve korsanların hep uğrak yeri olmuş. İki, üç kere de büyük fırtınalar sonucu ada sular altında kalmış. 1970’lerden sonra turizm yatırımları yapılmaya başlamış ve tatil yeri olmuş. Mütevazi bir milletin turizm adası ancak böyle olur. Biz girişimci Türkler’in şimdiye kadar girip tüketim adına oluşturabileceği hiç bir dükkan, tezgah yok. Biz çoktan turistik eşya satan dükkanları, çakma marka çantaları, Spiekeroog yazılı t-shirt ve bilumum hediyelik eşyaları üretmiş ve yollarda tezgahları kurmuştuk bile. Otel, café ve restoralar çok sayıda ve lükse kaçmadan adanın özelliği olan küçük mimari yapıda inşaa edilmiş. Adada hiç motorlu araç yok. Yalnızca eşya taşımak için elektrikli çek-çek tarzı vasıtalar var. Adanın kuzey tarafındaki sahil bizim Patara’yı anımsatan bir kumsal. Ben kumsala kadar yürüyemedim ama Yalçın her zamanki keşif yürüyüşünü kumsala yaptı sonra bize ballandıra ballandıra rüzgarla kalkan kumların güneş batımında nasıl gümüş ve altın renkleri ile uçuştuğunu anlattı. Bundan sonraki planı çocuklar ile birlikte denizin çekildiği zaman adadan, ana karaya yürüyerek gitmek olacakmış! Umarım Annette izin vermez!!!

Geceyi adada iskeleye yakın bir otelde geçirdik. Cumartesi günü sabah kahvaltıdan önce tekrar gece bir kez daha çekilen suları görmek için sahile yürüyüp baktık. Sabah 10:00 gibi denizin geri gelmesiyle ferry seferleri başlıyor. Kahvaltıdan sonra 11:45 ile geri döndük. Dönüş yolumuzda içinden nehir geçen turistik bir köy Carolinensiel’ de mola vererek biraz etrafı dolaşarak yemek yedik. Yazılarımda sürekli bir yemekten bahsediyorsam benim yüzümdendir. Artık karnım açlık hissetmeye başladı. Acıkınca sanki kanım damarlarımdan çekilip çok halsiz düşüyorum. Ama az bir şeyle de doyuyorum. Çantamda sürekli bisküvi tarzı atıştırmalıklarla dolaşmak durumundayım. Çok sevdiğim çukulotayı da yeni yiyebilmeye başladım. Acıkabilmek ve ardından yiyebilmek ne büyük bir nimet bilemezsiniz!!!

Akşam eve döndüğümüzde hepimiz yorulmuştuk. Ben tam bir maraton koşmuş gibi yatağa serildim. Uzun yürüdüğüm zamanlar bacaklarımın kas ağrısı mahvediyor. Geçen gün hesapladım hastalığımın teşhisinden bu yana tam 8 ay geçti ve bunun yaklaşık 6 ayı hastahanede aynı odada ve yatarak geçti. Ağrıyan kaslarımı hissettikçe mutlu oluyorum, Tanrım şükür hiç olmazsa ağrıyacak kasım kalmış diyerek!

Bu seyahat yarın gideceğimiz Münih araba yolculuğu için bir alıştırma oldu benim için.

Evet, en önemli haber yarın sabah doktor kontrolümden sonra Essen dönemini kapatıp, arabayla Münih’e gidiyoruz. Bugünü evi ve bavullarımızı toplamak ile geçirdik. Haftaya tekrar Münih’den kontrole geleceğiz. Doktorumuz ile kesin dönüş tarihini kararlaştırana kadar Münih’de olacağız. Yalçın evine ve ailesine kavuşuyor. Ben de heyecanlıyım, buradaki dönemi başarı ile sonuçlandırıp ailem ve yeğenlerimle birlikte güzel günlere doğru hareket ediyoruz.

Münih’den yazmaya devam edeceğim.

Şule

7 yorum:

  1. Yok vallahi Şule gel-git gibi birşeyden ne gibi bir anlam çıkarılabilir ki??
    Artık yazdıklarına anlam çıkarmaktan vazgeçtim. Yaz geldi bodrum turları başladı. Burada çiçekler böcekler harekete geçti. Horoz her sabah ötüyor. Rakı dönemi başladı... Deniz mevsimi açıldı.
    Boşver ilaçları.. Yasakları del,
    Özledik yeter artık geri gel.

    YanıtlaSil
  2. Oh ne guzel keyifli zamanlar bunlar... Uc kardes, Bertan geziyorsunuz. Spiekeroog cok sevimli ama sanki biraz soguk. Artik Turkiye'ye gidince bir Bodrum yapip isinirsin.
    Munih'te bol bol gezip, yegenlerin tadini cikar.

    Bu arada Esin'e Reunion icin gondermek uzere resimleri ariyordum, bir matrak resimler buldum anlatamam. Herhalde facebook'a koyarim.
    Hele birinde hepimiz suslenmisiz, gece bir eglencedeyiz ama bir tek Meltem'in boyfriendi var.

    Hadi bakalim Essen'e elveda---hosgeldin guzel gunler!

    Kocaman optum ve herkesi kucakladim.

    ALEV A.

    YanıtlaSil
  3. Ay soylemeyi unuttum, o ne guzel canta vallahi gozum kaldi :)

    ALEV A.

    YanıtlaSil
  4. Şulecim !!

    Canım benim ! senin gezme , eğlenme resimlerini gördükce duahan anneanne adile rölüme bürünüyorum hemen :))

    Almanya'nın kuzeyinde bir de Westerland ( Sylt) diye bir ada vardir. Ben de milattan önce Goethe'ye kursa gittiğimde oraya gtimistim. Oldukca mesakkatli bir yolculukdu zira gidis donus 6 - 7 saat filan sürüyordu. Bir arkadasimla, trenle yaptık ve aynı gün geldik. Ama cok güzel bir adaydı. Oraya da Almanların sosyetesi gidiyor. Sekerim bizdeki gibi cakma esyalar yok butiklerin hatırı sayılırdı. Bizde maalesef görgü noksanlıgı ve özentilik bolca. Gecenlerde uzunca zamandır nişantaşına inmemiştim, bir indim bir de bir arkadasim ile bir estetik merkezine gitmek durumunda kaldım
    (kendim icin degil tabii!) ve tabii aynı tip giyinen, aynı tip yuruyen kadınlardan gormek durumunda kaldim. Etraftaki dergilerin hepsi dedikodu dergileri ( harvard business review olacak degil ya :))) ) kadınların ellerinde bu dergilerden , hele iki arkadas vardi, görülmeye degerdi ! o sebeple biz millet olarak böyleyiz.Ama almanlarin sosyetikleri de bir enteresan snoptur, hatırı sayılırdırlar :))

    Cok opuyorum, sana neseli, güzel günler diliyorum tatli arkadasim benim !!

    YanıtlaSil
  5. Canım Şule'cim,
    Artık dönüş tarihinden söz ediyorsun, ne güzel. Buradaki tüm sevdiklerinle eminim aynı hisleri paylaşıyoruz. En az senin kadar heyecanla, içimiz kıpır kıpır dönüş tarihini öğrenmeyi bekliyoruz. Bu arada o bahsettiğin 6 aylık süreci karda-kışta yatakta geçirip, şimdi baharın en güzel halini gezerek yaşamak da olumsuzluğun olumlu zamanlaması olmuş :))
    İstanbul-Bodrum baharı ve yazı seni bekliyor. Çok öptüm.

    YanıtlaSil
  6. Ne güzel,ne güzel bayıldım.Artık herşey normale döndü.Kasların ağrıması bile keyif veriyor çok şükür.Med cezir işine bayıldım.Yalçın ne olur beraber geçelim.Bayılırım.Düşünsenize durmak gibi bir şansın yok,olmadı yüzersin.Eh oda fena değil.Ne macera olur.Evet sevdim bu işi,
    Artık geriye sayım başladı.İlk durak Munih sonra İstanbul.YAŞASIN.
    Hepinizi sevgiyle öpüyorum.

    YanıtlaSil
  7. Ya ben bu isi anlamadım masallah tatil blogu oldu seninkisi! Super valla! herkes gibi biz de cokmutluyuz Sulecim. Dile kolay 8 ay! Aslansın sen, sen Alev abla Yalcın Bertan Anette ve kahraman esin!

    Sukretmek sukredebilmek cok guzel! Hersey yeniden ama cok daha mutluluk verici

    Sevgiler

    Haluk y. ve Ayla!

    YanıtlaSil