23 Ocak 2010 Cumartesi

Essen Chronicles 23 Ocak

Bugün benim doğumgünüm. Ancak bu tarihi eskisi olarak kabul edip, ilik naklinden sonra “bu iş tamam” dediğimiz tarihi yeni doğum günüm olarak kabul edeceğiz. Soranlara 0 (sıfır) yaşımdayım 1’imden gün alıyorum diyeceğim, çok kıyak olacak.

Doğumgünüm olduğunu kayıtlardan öğrenen hemşire Suzan sabahın erken saatlerinde gelip heyecanla sarılıp tebrik etti. Hamileymiş kendisi de bu arada.

Transplantasyon merkezindeki odama yerleştim. Bulunduğum katta 10 adet steril edilmiş oda var. Kata girerken kadın ve erkekler ayrı soyunma odalarından geçerek üstlerine steril önlük, maske ve galoş giyerek girebiliyor. Oda, giriş bölümü ve ana oda olarak iki bölümden oluşuyor. Oda’ya doktor ve hemşireler de giriş bölümünde maske, bone ve eldiven takarak giriyorlar. Hasta için kullanılacak steril malzemeler bu bölümde. Hastanın tüm eşyalarını steril ederek bu buradaki dolaplara koyuyorlar. Odanın pencereleri önce kapalı bir balkona ve oradan dışarıyı görüyor. Kapalı balkonun girişi tamamen binanın ayrı bir yerinden odaya giremeyen ziyaretçiler için yapılmış. Arada üç kat açılmayan pencereden telefon ile irtibat kuruyorsun. Bu sabah penceremin önündeki ağaçta bir kuş yuvası farkettim. Üzerinde de tombul bir kuş. Modern bir Alkatraz Kuşçusu film sahnesi gibi değil mi?

Dün stresli bir gündü. Daha önce de yazdığım gibi boyundan takılacak kateterden ürküyordum. Nerem zayıfsa hissediyorum galiba. Korktuğum başıma geldi. Sol taraftaki atar damardan girmeye çalıştılar, damar inceymiş olmadı. İkinci defa omuzumun altından bir damardan girmeye çalıştılar. Anatomik bozukluk çıktı. Oradaki damar kalp yerine boyuna gidiyormuş, beyin için tehlikeli olur diye onu da kapadılar. Nihayet sağ tarafımdaki atar damardan üçüncü sefer başardılar. Lokal aneztesi kullanıyorlar ama damarın içine sokulan boruyu kırt kırt hissediyorsun. Anlayacağınız üç kez anjiyo yapılmış gibi oldu. İlk işleme başlayan Çek asıllı doktor birincisinde başarılı olamayınca daha tecrübeli ve yaşca büyük bir doktoru çağırdı. İşi o bitirdi. Ama becerememenin verdiği utançla tüm operasyon boyunca elimi tuttu ve özür diledi. Ne şeker di mi! Sonra da bana “ çok cesursun” dedi. Ben olmayayım da kim olsun? Lösemi olduğunu öğrendiği ve kemoterapi almaya başladığı hafta evlenenen kaç kadın vardır? (Çek doktor bunu daha bilmiyo tabi!!)

İşi başarıyla bitiren Alman doktor ise son aşamada aleti derime monte ederken zorlandı ve derimin çok kalın olduğunu söyledi. Ben aslında çok “soft” bir insanımdır dedim. O da bana “Your nucleus is soft” dedi. Günün anlam ve yorumu; İçimin çekirdeği bu kadar “ soft” ken 48 yıldır ne olmuş ola ki derim bu kadar kalınlaşmış acep, unuttum gittiiii.

Bütün tedavilerimi ucundan üç bacak sarkan bu “central line” dedikleri kateterden yapıyorlar. Ben bu detayları yazıyorum, içiniz kalkmıyordur umarım. Maksadım hem kendim için bazı anektodları unutmamak ve hem de Ecmel’in dediği gibi tüm bu sıkıntıların aslında bir işkence değil yaşamımı geri kazanmak için tedavi metodları olduğu hatırlamak ve hatırlatmak.

İlik kemiğimi yok edici kemoya bugün başladılar. Sistem ve medikal takip acayip. (medikal meraklı olanlara arada ek bilgiler geçeceğim) Kemonun verebileceği zararları belli ki araştırmalar sonucu ber taraf eden tüm önlemleri alıyorlar. Devamlı kan tahlili yaparak, kalp, akciğer ve böbreklere zarar gelmesin diye ilaçlarla takviye ediyorlar. Her şey önceden belli protokollerle oluşturulmuş. Nerde, ne zaman, ne yapacaklarını biliyorlar. Ekibin hepsi duruma hakim. Bu da tabi çok güven duygusu veriyor. Hasta için, hele benim gibi sorgulayıcı/iletişimci tipler ideal bir durum yani. (bknz Yaprak hn).

Yaprak deyince, bölgeler toplantısı super geçmiş haberleri aldım. Emeği geçen herkese çok teşekkür ederim. Az da olsa görüntülerden bir demet bekliyoruumm. (Yaprak’cım, tesadüften çok öte olduğuna inandığım aynı olan doğumgünümüzü buradan bir kez daha kutluyorum)

Yaşasınnn, bu akşam Ecom geliyorrrrr.

14 yorum:

  1. Şulecim,

    Çok şükür 23 ocak haberlerini de aldım , ben de kendimi burada kasmıstım. Fakat Ecmel dedigi laf cok hosuma gitti !! Super bir sahsiyet ! kendisini henuz tanımadim ama yoruma bayıldım.

    Senin hislerin zaten kuvvetli ben onu cok onceden anlamıstım. Ancak bu tur sokma cıkarma, ve benzer durumlarda "bu is cok kolay ve rahat olucak" demeyi unutma olurmu seker kusum.

    Almanlari ezel evvel cok severim zaten. su sistematik durumlari ise gercekten bir harika.Bu yazıyı okuyunca icim rahatladı kardesim. Benim adim Adileyse bu adamlar seni eski sagligina kavusturacaklar. Buna tum kalbimle inanıyorum arkadasim. Sen zaten o kadar iyi bir insansın ki Allah sana her seyin hep en iyisini nasip ediyor. Sıkıntıyi verse de yanında cözümünü veriyor zaten. Sen o muhtesem sabrinla her seyin ustesinden gelirsin insallah.

    Seni tekrar kutlar , öperim.

    YanıtlaSil
  2. Cek doktor daha ne kadar bilmicek? /Cilveli Yorum

    Korkarim cek doktorun kariyeri ile birlikte ask hayatida bitiyo bu aksam/Irkci yorum

    Kendisine tesekkur etmek isteriz destegi icin, mail adresini almam mumkun mudur/Firsatci yorum

    YanıtlaSil
  3. bu kadar zor şeyi, sanki buz üzerinde kayan bir kuğunun zarafetiyle anlatabiliyor olmanın ne kadar tehlikeli olduğunu bilmem anlatmaya gerek var mı? hele blogdaki fotoğraflar, alandaki uğurlama töreni vs. insan özeniyor. Ama neye özeniyor, içte kopan fırtınanın dışa vurumunun güzelliğine özeniyor.
    helal olsun ne diyim.
    çek doktorun ismini o'ya ya mutlaka göndermelisin diyim. o'ya ya şööle Vaclav Havel tadında birisi olsa da kitabevleri bayram yapsa

    YanıtlaSil
  4. Karısının hesabından kocası Haldun'un yorumudur. Ama bizim evde Kadın daima ilk ve son sözü söylediği için "Aşkım Özbek dedi ki" diye başlıyor.

    Damar kalp yerine boyuna mı gidiyormuş??

    Laz Almanya'da otobana tersten girmiş gidiyormuş. Polis helikopterden durumu farkedip anons etmeye başlamış: "A45 te biri tersten gidiyor dikkatli olun" diye. Bizim Laz etrafını sürerek söylenmiş: Ne birisi yahu?? Herkes Tersten gidiyor!!

    O Apti doktor kesinkes laz!!! Damara girdikten sonra yukarı doğru dönersen tabi ki boynuna gider...Söyle one aşağı doğru dönecekti. Kabahat damarda değil :))

    Aşkım Özbek onaylamıştır...

    YanıtlaSil
  5. Kocasinin hesabindan karisi Dane karsinizda gene.. Ne cabuk 48'e adapte oldun hatun..daha dun bir bugun 2..yavas gel.
    Bir ara balkon caminda,tel.nun oteki ucunda belirecegim.O gun Cekli vatandasida bir gorurum ! nasilsa..
    Kabiliyetsizler giremez yazisini asmadinizmi kapiniza daha? Suzan hemsire hallediverse su isi.
    love uuuuu.

    YanıtlaSil
  6. sevgili şuleciğim,
    bütün haberlerini bu blogdan günü gününe takip ediyorum...ve sana olan hayranlığım katlanıyor... seninle belki hiç paylaşmadım ama seni tanıdığım süreçten itibaren, seninle çok sık görüşmesek bile sen benim hep gıpta ile izlediğim biri oldun ve durum böyle devam ediyor.eşinin de söylediği gibi bu paylaşımlar herkes için çok değerli... çünkü şu aralar bu hastalık ile ilgili yorumum 'gökten bir avuç prinç atıyorlar ve kimin başına isabet ettiği belli değil'... dolayısıyla herkese rehberlik ediyorsun... canım arkadaşım, sana güzel enerjiler ve sevgiler yolluyorum...

    YanıtlaSil
  7. Yazılarını büyük bir dikkatle okuyan, tüm detayları sindire sindire inceleyen ve anlamaya çalışan birde ben varım şuşuuuuu!!!

    sana sarı lacivert renklerin altında kucak dolusu sevgilerimi yolluyorum, yaşını bir kez daha kutluyorum!!! ehem.. ehem.. unutma sen yaşlandıkça ben de kocaman oluyorummmm : )))) !!!
    sağlığa, sonsuz desteğe, sevgiye, mutluluğa ve yarınlara; şerefe!!
    not: mail adresine son dedikoduları güncelliyorum ;)
    seni çok seviyorum!
    ipek u.

    YanıtlaSil
  8. bie kere daha onaylanmıştır ki almanya doğru karar... anlattığın ameliyenin burada nasıl cereyan edeceğini o kadar iyi gözümün önüne getirebiliyorum ki; yaşadıklarımdan olsa gerek... sen de bu şekilde devakm et, olan bitene ne kadar teknik bakabilirsen, o kadar az etkilenirsin. ecmel de doğru demiş çok, yazmaya devam.
    tekrar yolun açık olsun diyorum ve tekrar nice nice sağlıklı ve mutlu yaşlar diliyorum sana.
    ferah tut olur mu:)

    YanıtlaSil
  9. Merhaba Şule Abla,
    benim gibi kitap okumayı fazla sevmeyen birini bile alıştıracaksın valla okumaya. Okumaya doyamıyorum :) Sanırım bu işler bittikten sonra anıları kitap yapıp en cok satanlar arasına gireceksin. Hatta bizim alt kattaki orhan pamuk da senden imzalı kıtabımı almam için çok kıvaranacak neyse biraz nazlanırsın sende hemen vermeyiz :) Doğrusu fiziken yanında olamasakta anlattıklarınla yanında gibi hissediyoruz kendimizi. inşallah sen de bizi hissediyorsundur. :) Yalçın Abiye ekstra besin için pekmez+sucuk+mesir macunu filan yollayayım mı? ama az yesin coşar moşar neme lazım sonra almanyalarda onu aramayalım. Ama merak etme az bucuk oraları öğrenmiştim son seyahatimde (off the record!!!!)o nedenle nerelerde bulabileceğimi biliyorum :)
    Görüşmek üzere herkese selamlar Sizleri çok öpüyoruz.

    YanıtlaSil
  10. canım benim, yeni yaşamını şimdiden kutluyorum. Yazdıklarını okumaya doyamıyor, tekrar tekrar okuyorum. Ne iyi yaptın da yazmaya başladın. Dün sesini duyabilir miyim dedim ama, ulaşamadım, buradan okuyunca rahatladım.
    Ecmel'in dediğini hiç aklından çıkarma, aferin enişteme :-)
    Seni koccaman öpüyorum tatlım.

    YanıtlaSil
  11. Şulem, iyiki bu blog oldu, seni günbegün takip etmek çok iyi geliyor hepimize. Bu Almanlar işi biliyor, seni önce Allaha sonra alamanlara emanet ettik:)) herşey yoluna girecek. Sen Eceml'in dediği gibi detaylı yaz ki, bizlerde daha rahat anlayabilelim. Ayrıca hiç de içim kalkmıyor, uslubun o kadar keyifli ki, inana bana bu hastalık sayesinde yeni bir mesleğin daha oldu. Keyifle okuyorum, merakla bekliyorum. Herşey kontrol altında içim çok rahat, artık bir an önce bitsin diye dua etmekten başka yapacak bir şey yok.. Şu özlemde olmasa daha kolay olacak. Cesur patronum benim, seni çok seviyorum.. çooooook öptüm.

    YanıtlaSil
  12. Canim Susum, HAPPY BIRTHDAY!!! Biraz erken kutlamistim, gene kuluyorum canim iyiki yeniden doguyorsun. Ecmel ne kadar akilli ve olgun bir insan. O da cok sansli senin gibi bir inanilmaz insani buldu.

    Yahu senin libidoyumu artiriyorlar noluyor, once erkek gibi oldum dedin sonra Ceklerle el tutusmalar, bakismalar.. Galiba bu kemoterapi bu yonde de etkili oluyor.

    Canim benim seni cok seviyoruz. Hep boyle yaz, yazinca seninle yasamis gibi olup hic olmazsa seni daha da iyi anliyoruz. Bunlar iki uc ay sonra anilar olucak.

    Bilgisayardan sanal olarak seni kucakladim ve optum.

    Alev (Zeynep desede inanma :)

    YanıtlaSil
  13. canım şuleciğim,
    bu kadar yıl yanyana olupta senin bu cesaretini tanıyamamış olmaktan kendimi kınıyorum.anlattığın her satırı yutarak okudum ve hiç ürkmedim çünkü senin o müthiş cesaretinle her şeyin üstesinden önce allahın sonra kendi azminle geleceğini biliyorum.bugün ameliyat onrası ilk defa pc başına geçtim sırf mesajını görebilmek için.tabii bu arada herzaman
    unuttuğum doğum gününü kutlamak için .canım arkadaşım benim için hergün bundan böyle senin doğum günün.tanrı seni bizlere ve seni tüm sevenlerine bağışlasın ve sağlığına kavuştursun.yazılarını sabırsızlıkla takip ediyorum.gözlerim yollarda seni bekliyorum canım arkadaşım.nice yıllara binlerce defa seni öpüyorum.lütfen kırmızı ceketini giyme...sevgiler harika

    YanıtlaSil
  14. sevgili Alev, 4 şubat tarihli yazın beni çok duygulandırdı Şuleciğim senin gibi bir ablaya sahip olduğu için çok şanslı 6 şubat tarihli yazı ise beni Şuleyi ve sizleri seven endişe eden herkesi daha kuvvet dua etmeye sevketti. Allahtan üç Taray'a metanet gayret kuvvewt vermesini diliyorum. Allah sevgili Şulemize oğluna Ecmele annesine tüm sevenlerine Ayral ailesine bağışlayacak inşallah. buna bütün kalbimle inanıyorum. Alevciğim Yalçın ve sen kendinize çok iyi bakın. sizin iyi olmanız Şuleye de aksedecektir. bizler dualarımızla yanınızdayız. sizi çok öpüyorum birlikte çok güzel günler yaşamak dileğiyle..
    Gülsüm annen..

    YanıtlaSil