11 Mart 2010 Perşembe

11 Mart

Sevgili Arkadaşlarım,

Sizlerden bloga gelen yorumları biz de her gün 4 gözle bekliyoruz. Bazı arkadaşlarım ayrı mail atıyor. Bu mesajların önemli bir kısmında “Alev abla yazmaya devam” istekleri var. Siz beni rekabete mi sokmaya çalışıyorsunuz? Yoksa elbirliği ile anlaştınız, hırslanayım da daha çok gayret ederek iyileşeyim diye uyguladığınız bir taktik mi bu? Şunu bilmenizi isterim ki yeni hücrelerim ile birlikte her türlü hırslarım ve iddialarımdan arınmış durumundayım. Yalnızca güzel hayallerim ve bazı gerçekleştirmek “arzusunda” olduğum şeyler var. Ve bunları sevdiklerimle paylaşmak var.

Bugün ikinci kontrolüm vardı. Kan değerlerim gayet iyi. Yapılan son biyopsi sonuçları da olumlu çıkmış. Şimdi artık vücudun yeni hücrelere reaksiyonu biraz olsun istiyorlar. Onun için bağışıklık sistemini baskıda tutan ilacı azaltarak tepkileri görecekler. Bazı sıkıntılarım olabilirmiş, ciltte, özellikle karaciğer kaynaklı. Doktorumuz o kadar konusuna hakim ki bunların hepsini çözeriz güvenini tam veriyor. Yemek yemeğe başladığım ve her gün biraz daha çok yediğim halde yarım kilo vermişim, ellerim titremeye devam ediyor. Doktor bunların hep ilik reaksiyonu unsuru ve aldığım ilaçlardan olduğunu belirtti. (Bu arada bloga çok uzun yazamıyorsam ellerim titriyor olduğundan, namerdim)

Şu anda her zamanki kilomdan 4 kilo daha zayıfım, doktor max 3 kilo daha kaybedersin yoksa basarız kortizonu seni şişiririz diyor.Bunu söylerken de ellerini yüzünün iki yanında kocaman açarak büyük bir top taklidi yapıyor!

Dr’umuz Ahmet Elmaağaçlı benim eve çıktığım haftasonu Antalya’da kemik iliği transplantasyonu ile ilgili bir kongreye katılmıştı. Küçük yaşlardan itibaren Almanyada olduğundan bazen doğru Türkçe kelimeleri ve deyimleri yerinde kullanamama sıkıntısı var. Gitmeden önce bana hazırladığı sunumda kullanabileceği bazı kelimeler ve bir de H harfine “Ha” mı “He” mi denir diye sormuştu. Sunumu başarılı geçmiş ama bizim Türk milletinin bir sunumu yapan kişiye önce neresini eleştirmeliyim bakışlarını hep algıladığını ve bozuk Türkçesi ile hata yapmamaya çok gayret ettiğini söylüyor. Bir de gülmüyorlar, gülümsemiyorlar bile diyor.

Bu kongreye katılanlar bahsettiğim alanda prof ve doktorlar. Onlara şu soruyu yöneltmiş: Hepiniz transplantasyon işinle uğraşıyorsunuz ve bu işte donör bulunması ne kadar önemli biliyorsunuz, kaçınız donör olarak kayıtlı? 150 kişiden yalnızca 4 kişi parmak kaldırmış. Bunun üzerine Ahmet bey de çok üzüldüğünü ve bu işin içinde olan kişilerin örnek olarak donör olmaları gerektiğini belirtmiş. Mutlaka hak vermişlerdir ama kaçı bu girişimde bulunur, bilinmez!

Konuyu açınca Ahmet bey’e ben de, Türkiye’de bunun adresinin bilinmediğini ve benim hastalığımın teşhisi konup da ilik nakli yapılması gereği ortaya çıktığında bir çok arkadaşımın biz de donör olalım ne yapabiliriz diye çok sorduğunu söyledim. Ankarada İbni Sina’da bir doktorun adından bahsetti, donör bankası oluşturuyorlarmış ve iki hafta sonra onunla bir araya geleceğini ve bu konuyu konuşacağını söyledi. Gelen bilgiyi daha sonra ben de sizlerle paylaşacağım. Bana ağustos ayından beri bu soruyu soran arkadaşlarıma en azından bir cevabım olabilecek sanırım.

Eh, bu akşam kapasitemi fazlasıyla doldurdum. Şimdi biraz dinleneyim.

Herkesi kocaman kucaklıyorum.

Şule

9 yorum:

  1. şule, senin yaşadığın transplantastonu şu an toplumumuz her alanda yaşıyor ve hatta biz bile bankada.O nedenle insanın belirli hırslardan arınması ve yeni hayaller peşinde koşmasının mutluluğunu yaşaması ayrı bir keyif. Senin pencerenden hayata bakmak birebir, bizim açımızdan ne mümkün ancak bu duyguya yaklaşabilmek bile bir başarı olsa gerek. O nedenle bu blog tam bir hayat tecrübesi oluverdi yaşamımızda. Yazılanları derlesek, Orhan Pamuk elindeki ödülü paylaşırdı bizlerle, en büyük payı da ALEV'e vererek, valla bak.

    E hadi bu kadar ciddiyet yeter, gel artık

    YanıtlaSil
  2. bak arkadaş
    öyle yenilendim hırslarım yok ayaklarıyla
    zaten kaybedeceğini bildiğin bir kıyaslamadan kıvırtma taktiklerini zekice bulsamda bu numaranı yemedim bilgin olsun.. ben hala alev ablanın zaman zaman yazmasından yanayım anacııııııımmmmmm..... :)
    olmadı alternatif blog mutlaka açılmalı.
    bu arada kendinede haksızlık etmene itiraz edicem..
    benim tanıdığım şule her zaman dostlarıyla keyifle ve içten paylaştı arkadaşlığını dostluğunu ve hep arı oldu ne problemlerini ne hırslarını ne kapris nede komplekslerini soktu o ...
    e senin donerinde aynı genlerden olduğuna göre pekde değişmemiş olacaksınki zaten bunu bize değşim diye kakalamaya çalışıyorsun bunuda yemedim ....
    sen herkezin bildiği aynı şule olarak geleceksin arkadaş yok öyle değişim meyişim zaten değiştim diyenler ne hale soktu bizi bak :) (ortaya az siyaset)
    şu doktoryn söylediği şey aklıma geldi gülümseme konusu
    ya yıllardır ben söylerim bizde herkez gülümsemekten korkar oldu diye gülümsersen başka bir gezegenden geldin sanıyorlar...
    allahtan otobüslerde mesajlarını okurken kontroldışı gülümseyen insanlar görüyorumda mutlu oluyorum .. ama onlarda etrafa bakar bakmaz hemen kendilerine gelip somurtuk hallerini alıyorlar ...
    e bu konuyu düşünürsem seninde başka bir gezegenden olduğun kesin :) geçen günkü resim altı yazını okeyliyorum dış görünüşüne karışmam ama iç dünyanın uzaylı kalmasını dilerim ....
    tatlı rüyalar sana
    burda saat 04,40
    bu saatte uyumamamız SENDEN ÖTTÜRÜÜÜÜÜÜ :(((((

    YanıtlaSil
  3. Sevgili Şule , yine sadece senden gelen haberler güzel , hergün bizi bilgilendiriyorsun ya , helal olsun sana , sonuçlar da güzel çıkmış , hepimizin gözü aydın , zaten bahar da geldi, illaki herşey güzel olacak . Hava oralarda serin olsa bile , baharı doya doya içine çek ,baharla birlikte sende adım adım daha iyi olacaksın. Kışla birlikte kasvet de bitti.
    Sen şükret Almanya'dasın sevgili arkadaşım , mazallah buralarda olsan hem hastane, hem ev için BBG yapıyor diye yakana yapışırlardı , buradan haberler alıyorsan sorma gitsin ....Hayaller demişsin , hepsi dilediğin gibi gerçekleşsin , Şimdilik bu kadar , sevgiler Nilgün Pakkan

    YanıtlaSil
  4. Canim Sulem,
    Sen Alev'i kiskanma. O abladir, her zaman isin en iyisini onlar yapar ki kucuk kardesleri rahat etsin. Butun yazdiklarini tekrar tekrar okuyorum ve ne guzel rahatlamis, iyilesmissin goruyorum. Biyopsi sonuclarina cok cok sevindim.
    Bari sana bizlerden haber vereyim. Dunde ben heyecan yasadim. Aksam Elifimi yuzmeden almaya giderken bir yasli teyze benim arabaya arkadan gecirdi. Gormediniz mi deyince de, sen birden onumde belirdin demez mi? Butun sabah sigortayla ugrastim bir de arabasiz kaldim. Ama boyle seyler olunca seni dusunup, yahu boyle seyler olur, bak Susuma deyip ve kendine ceki duzen ver diyorum.
    Bize nerelere yurudun yaz. Sokakta mi geziyorsun, ormanda mi?
    Hadi saglicakla kal :)

    ALEV A.

    YanıtlaSil
  5. Şule'ciğim, vur dediysek öldür demedik.Kötü hırsa hayır.Ne o öyle insanı yiyip bitiren,duyguları körelten,insanı her daim huzursuz eden kaka hırs go home.Cici hırs gibisi varmı,cici hırs come home.Dr.Ahmet'e anlatsaydınız;gülmek hafifliktir,karı gibi sırıtma,çok gülme sonra ağlarsın vs. İyi mok yiyiyoruz.Boşver DR.Ahmet'i davet ediyorum.Tüm blogu arkama alarak ona keyifli bol kahkahalı hoşça vakit geçirecek bir tatil öneriyorum.Bakma içimizde hala kırıntılar var. Ne de olsa Nasrettin Hoca'nın torunlarıyız.Gelelim Alev meselesine özlemedim desem doğru söylememiş olurum.Cerrah titizliğiyle her ayrıntıyı anlatan yazılarını arıyorum.Evde neler yapıyor merak ediyorum.Essen'de çamaşir suyu sıkıntısı başlamiş doğrumu?İsterseniz dhl ile hemen gönderirim.Bu arada bir paragrafçık yazsa fena olmaz.Gelelim bizi mutlu eden sağlık haberlerine,MAŞALLAH MAŞALLAH MAŞALLAH herşey yolunda gidiyor."Cici hırs" işe yarıyor,devam.....Yarın görüşmek üzere öpüyorum.

    YanıtlaSil
  6. ben Alev'in yemek blogu yazmasini can-i gonulden istiyorum, boylece biz de yumusacik kekler, mis yemekler yapmayi ogrenelim, bunlari cocuklarimiza ogretebilelim :)

    YanıtlaSil
  7. Sevgili Şule,
    Bunu söylemek istemezdim ama artık mecburen söyleyeceğim. Alev herkese özel mail gönderip benim yazmamı isteyin diyor. Bir türlü klavyenin senin eline geçmesini hazmedememiş. Belli ki bunu bir onur meselesi yapmış. Dün akşam bana özel yazmış, yazın sana poğaça börek ne istersen yapacağım, hatta gizli tarifimi bile vereceğim noolur Alev yazsın de dedi. Velakin ben son derece dürüst bir insan olduğumdan bu oyuna alet olmayacağım. Şuleciğim, bu Alev sen doğduğunda da çok kıskançlıklara garkolmuştu da o kız değil deyip onu avutmuştuk. Hatta sana söylemedikti senin saçlarını hep onun için kısa kestirdik. Şimdi bunu okuyunca bir özel mektup daha yazar belki de..
    Olsun bana kızsın ben razıyım..Yeter ki sana iyi baksın. böyle de bir fedakarımdır yani....
    Seni çok seven
    Haldun

    YanıtlaSil
  8. Şulecim, ne zamandır hep aklımızdasın ama bir türlü bloga girememiştim. Ne kadar sevindim hepiniz için, anlatamam..
    Aklımızda ve kalbimizdesin..
    Çok çok çok sevgilerimizle.Gulnaz+Ali

    YanıtlaSil
  9. ALEV BALTA yaziyor.....

    Heeeeeey Haldun Özbekkkkk!!
    Artik sana buradan cevap yazmanin zamani geldi. Ortaya yazayim ki, iftiralarina maruz kalmayayim. Herkezler duysun.
    Sana simdi bir itirafda bulunacagim. Evet haklisin kardesim dogdugu zaman cok kiskandigimi hatirliyorum. Hatta o kardes benden " terbiye ediyorum" kisvesi altinda epeyde sopa yemistir!!!! Ama o kardes, senin yazdigin gibi Sule kardes degil, henüz 4 yasimdayken pabucumu dama attiran Yalcin kardes dir. Bunu bilesin.....
    Sule'me gelince: Ben 8 yasimdayken o dünyaya geldi. Onun isminin Sule olmasini ben istedim. Aksamlari annemler yemek yerken, arka odada besigini ben salladim. Okulun bahcesinden, evimizim balkonu gözüküyordu. Arkadaslarimi bahceye cikartir, Sule' nin balkonda asili olan bezlerini onlara gösterirdim.
    Ben simdi bu kizi nasil niye kiskanmis olayim ki????
    O benim canim....

    YanıtlaSil