2 Ekim 2010 Cumartesi

Amsterdam 10 eylül 2010





Sevgili Dostlar,
Ağustos 15 den beri blog'a bir şey yazmamışız. Ama yazı yazma enerjimi kitaba yoğunlaştırdım. Daha önce bahsettiğim kitap projemize hız verdik. İş dünyasına başlamadan bitirmeyi hedeflemiştim ama olamadı. Şimdi önümüze yeni bir hedef tarih koyarak çalışıyoruz. Çalışıyoruz diyorum çünkü canım arkadaşım Esin bana yardım ediyor. Onunla bir plan yaptık. Ben kitabın ilk bölümünü bitireceğim. Esin de blog yazılarını "edit" ederek ilk basılacak hale yıl sonuna kadar getirmeye çalışacağız. Sizlerin, hepinizin her aşamada mutlaka katkıları olabilir. Gelişmeleri sizlere gene blog üzerinden duyuracağım.
Bunca zamandır sesin soluğun çıkmadı neler yaptın derseniz; en önemli aşama iki hafta önce işe resmen başladım. Artık her gün işe gidiyorum. Sabahları biraz geç gidip, erken dönmeye çalışıyorum. Eğer çok yorulduğumu hissedersem arada eve gelip yatıyorum. Bedenimi dinliyorum, o söylüyor zaten bana, belki de ben onu dinlemeyi öğrendim. Yoruldun diyorsa, tamam dinleniyorum, inatlaşmıyorum. Bir kaç hafta öncesine göre daha halsiz ve daha yorgun olduğum günler oluyor. Dr Ahmet bey bu normal diyor. Hem yeni bir tempo içindeyim, ilik reaksiyonu devam ediyor ve ilaçların da yan etkisini düşünürsek beklenen bir şey olduğunu söylüyor. Ofise gittiğimde beni en çok rahatsız eden, gözlerimin kuruluğu. İlaçların yan etkisi olduğunu biliyorum bir de klimalı kuru ortam sanırım daha çok etki ediyor. İş yerinde hijyene çok dikkat etmeye çalışıyorum. Herkesin dokunduğu kapı kulplarına dokunmamaya, kalabalık yerlere girmemeye ve zorlanmadıkça tuvalete girmemeye çalışıyorum. Bu her eve dönüşümde Alp kapıyı açar açmaz onun üstünden atlayarak, koşa koşa ihtiyaç gidermeye ve şişen karnımı indirme rutüeline dönüştü. El sıkışmıyorum. Yeni taktik, Japonlar gibi selamlıyorum. Geçen hafta Ecmel'in katıldığı eğitimde tanıştığımız Everest'e beş kez tırmanmış, fotoğrafçı ve dağcı David'in söylediği gibi " öpüşmekten değil, elden geçer bu meret, dudaklarımızı değil, ellerimizi yıkamamız hep söylenir". David'e hikayemizi anlattık. Çok etkilendi. Birlikte verdiğimiz mücadele, gücümüz ve aşk hikayemiz, bu anlatılması gerekir dedi. Kitaplaştıracağız ve bunu bağış kampanyası olarak değerlendireceğiz dedik. Mutlaka okumak isterim deyince, bir de kitabın ingilizce tercüme işini de hesaba katalım mı diye düşünmeye başladım. Hele bir ortaya çıksın da, kısmetse o da olur.
Kontrolerim devam ediyor. Eylülde detaylı tahliller yapıldı Almanyada. Her şey normal gidiyor şükürler olsun. Önümüzdeki hafta tekrar kontrole gidiyoruz. Burada olduğum ay içersinde tahlillerimi yaptırıyorum ve Ahmet bey'e de yolluyorum. Kandaki demiri ( feritin diyorlar doktor amcalar) azaltmak için arada kan akıtmaya devam ediyorum. En son tahlilde 1400 lere düşmüştü. Bakalım haftaya ne çıkacak.
Eylül deki kontrolüme gittiğimizde bayram haftasına denk gelmişti. Istanbul tatildeyken biz de Düseldorf'dan trenle iki saatlik yol Amsterdam'a geçtik. Ben ING genel müdürlükteki İK ekibiyle tekrar bir araya gelme fırsatım oldu. Ecmel'in de iş görüşmeleri vardı. Hem tatil hem iş yaparak güzel vakit geçirdik. Amsterdam'da yapılması gereken ne varsa yaptık, doktorlardan gizli!!! Keşke daha uzun kalabilseydik ama refaranduma yetişelim diye cuma günü döndük. Arada bu hovardalıklar iyi geliyor, yapmak lazım, lafta kalmamalı.
Önemli bir gelişme daha; aşı olmaya başladım. İlk karma aşımı 18 eylülde oldum. Dün de pneumo aşım yapıldı. Bugün onun için biraz kırgınlığım ve çok hafif bir ateşim çıktı. 38 den aza doktorların ateşten saymadığını bildiğimden endişe etmiyorum.
27 ağustos Ecmel ile nikahımızn birinci yıl dönümüydü. Alp, Lal, Ecmel ve ben birlikte yemeğe gittik. Hastahane odasında herkesin ninja kaplumbağalar gibi maskeli olduğu kısa nikah törenimizin üzerinden tam bir yıl geçmiş. Alev hep yanımdayken bana " bunlar gelip geçecek ve geriye baktığımızda nasıl geçmiş olduğunu bile anlamayacağız" diyordu. Gerçekten öyle, bir yıl geçti ve ne acılar, ne sıkıntılar, ne endişeler yaşadık, sanki bunları ben yaşamamışım gibi. Kötü ve acıyı kolay unutma kabiliyeti insan oğlunun en mucize yeteneklerinden biri olsa gerek. Yoksa bunu benim gibi "salak"lar mı daha iyi beceriyor?
İki gün sonra ise arkadaşlarımız ile evlilik yıldönümüzü bir yemekte kutladık. Asiye'ciğimiz bize daha sonra bir film hazırlamış. Kendisiyle ilk tanıştığım geçen yıl ağustosda, hastalanmadan 15 gün önce çekilen resimlerimiz, nikah törenimizin onun ofisinden yapılan canlı yayını ve bu yılın resimleri ile hazırlanmış çok romantik bir film. Her seyredişimde ağlıyorum.
Daha fazla size nasıl olduğumu sözlerle değil, resimlerle anlatmaya çalışayım;
Sevgilerimle, hepinizi özledimmmmm.
Şule

6 yorum:

  1. Canım Şulecim........ Hem yorum yazayım istedim, hem sözcükler boğazıma düğümlendi.. Ne kadar mutlu olduğumu anlatamam, dediğin gibi geçen bu bir yıl neler yaşanmadı ki. Ama bu gelinen nokta muhteşem, bundan sonra da herşey çok güzel olacak.. Mutluluğunuzun devamını tüm kalbimle diliyorum..Kocaman öpüyorum seni..(öpüşmek zararlı bir şey değil demiştim ben:) Ayrıca en kısa zamanda o filmi de izlemek istiyorum, lütfennnnnnnnnn

    YanıtlaSil
  2. Şule'ciğim,
    Şükürler olsun ki artık çok iyisin. Sevginin mucizesi olmalı bu. İyi ki unutuyoruz; yaranın kabuk bağlaması gibi bir şey; altından yepyeni ve pespembe çıkıyoruz kan revan dertlerin. Yanaklarındqn öpüyorum ve Ecmel'e de, Alp'e de ve tüm sevenlerine de selam ediyorum seni ayakta tuttukları için sevgileri ve iyiklik dilekleri ile. Kitabı bekliyoruz heyecanla.
    Sevgiler,
    Petek

    YanıtlaSil
  3. Nice yildonumlerine, saglikla. Yaziniz cok guzel, fotograflar daha da harika! Paylastiginiz icin tesekkur ederiz...Kitabi heyecanla bekliyoruz, yapabilecegimiz bir sey olursa lutfen haber verin.
    Sevgilerimle,
    Asli Sunac

    YanıtlaSil
  4. Iyi haberlerini aldikca cok seviniyorum. Cok cok iyi gozukuyorsun. Demek ki kitapla ilgili calismalar somut olarak basladi ve ilerliyor. Harika! Yardimimin dokunabilecegi bir husus olursa bir ses vermen yeter.

    Gecen hafta sonu Cancer Research icin Blenheim'da bu yil da 10k kostum. Bu kosu tum mucadeleci ruhlar icin yapildi ve tabii ki sen de bunlarin arasindasin. 2500 kisi yaklasik £160,000 topladik. Ayni hafta Cancer Research UK scientistlerine bu meretle uc kez mucadele etmis bir kul olarak bir sunum yaptim. Bu kotu olgudan iyi birseyler cikarmak galiba en buyuk kazanim. Hep iyi hissettiriyor, hayattam daha fazla keyif almaya yardimci oluyor. Ayni hizla devam...

    Sevgiler,

    Alim Erginoglu
    www.alimrachel.blogspot.com

    YanıtlaSil
  5. Canım arkadasım,
    Bu yazdıklarını telefonda konusmus olsak bile nedense okurken gözlerimden dökülen damlalara mani olamadım... cidden cok zor günler geçirdik ama herhalde en büyük gücümüz ise azimimiz idi .... Cidden nerdeyse 1,5 yıl oldu... her günü ayrı bir beklenti ile geçti... Hamd olsun bugünleri bulduk.. Dediğin gibi acı günleri unuttuk, iyi ki de unutuyoruz ....Bu arada bence üstten üçüncü resim şahane... saçını uzatmasan mı acaba:))))) çok beğendim çok.....benim canim arkadasım....

    YanıtlaSil
  6. Canim Sulem, birtanecik arkadasim,
    Inan hergun iki gunde bir de olsa bu bloga bakip, acaba haber var mi diyordum ve inanilmaz guzellikte resimlerini ve yazini gordum. Ne kadar fistik gibisin vallahi allah nazarimizdan saklasin- daha da bir guzellestin bence. Herhalde Ecmel'in sevgisi olsa gerek :)

    Kitabini dort gozle bekliyorum, eger birsey yapabilirsem lutfen soyle olurmu.

    Seni cok seven arkasin Alev

    YanıtlaSil