10 Nisan 2010 Cumartesi

10 Nisan


Merhabalar,

Dünkü hepimize bir oh! dedirten haberle moralim daha da yükseklere çıktı. Biliyorum her zaman bir risk var ve bu düzenli olarak kontrol edilecek ama ilk yapılan bu teknik tahlilde sonuçların olumlu çıkması endişelerimi epeyce rahatlattı. Fiziksel olarak da kendimi daha iyi hissettiğimden bugünkü yürüyüş performansım iki saate çıktı.

Bugün Gruga Park'a yürüyüşe gittik. Daha önce sözleştiğimiz üzere parkın girişinde Jessica ile buluştuk. Jessica, beni hastahanedeyken çalıştıran fizyoterapist genç bir bayan. Hani hastahanede çekilmiş fotolardan hatırlarsanız, isole olduğum odadan ilk dışarı koridora çıkışımda yanımda olan maskeli kişi. İlk şeref turunu onunla atmış, daha sonraki günlerde katlar arası merdivenlerde kaslarımı çalıştırmıştık. Biraz Jessica'dan bahsetmek istiyorum. Batı Avrupa gençliğinin nasıl sosyal sorumluluk bilinci ile yetiştirildiklerine iyi bir örnek olduğu için.


Bana ilik transplantasyonu yapıldığı hafta Jessica bir arkadaşı ile birlikte Yeni Delhi'ye gitmişti. Daha önce de transplantasyon merkezinde çalışırken 6 aylığına izin alarak Yeni Delhi de bir klinikte gönüllü olarak çalışmaya gitmiş. Klinik şehrin 5-6 saat uzaklığında bir kasabada ve hiristiyan bir klisenin maddi ve gönüllü destekleri ile ayakta tutuluyor. Kliniğin özel bir hedef kitlesi var. Sakat çocuklar, yaşlılar ve tüberküloz hastaları. Hindistanda kimsesiz veya sokağa bırakılan sakat ve hastalara dönüp de bir yardım eden olmazmış. Çünkü onlarda kötü ruh olduklarına inanıp, kötü ruhların kendilerine geçmesini istemediklerinden bu tür hastalara yaklaşmaktan çekinirlermiş. Bu klinik bu tür kimsesiz veya terk edilmiş çocuk ve yaşlılara bakıyor. Başında gönüllü bir Hollandalı ve çalışanlar da tamamen gönüllü yerliler. Bir de haftada Yeni Delhi deki çalıştığı hastaneden izin alarak gelen gönüllü Hintli bir doktor var. Doktor her hafta hiç üşenmeden çok iptidai şartlardaki yol şartlarına rağmen düzgün geliyormuş. Jessica daha önce gönüllü çalıştığı bu yeri tekrar ziyeret etmek ve arkadaşına göstermek amacıyla yıllık izninden iki haftayı kullanarak bu kliniğe gitti. Dönüşte bana resimlerini gösterdi. Yeni Delhi'ye gidenler oradaki şartlarını bilirler. Bu klinikte de çok sınırlı imkanlarla bu hastalara nerdeyse sokak şartlarında bakılıyor. Yemek yapılan yerleri, yatakları, çocukların üstü başı bizim anladığımız hijyenik şartların çok dışında. Gönüllü çalışanlar şartları iyileştirmek için belli ki çırpınıyorlar ancak kültürün ve oradaki yaşam standardlarına göre gene de bu çocukları koruma altına alabilmişler.

Resimlerde gönüllü çalışanları görünce, bizim memleketimizde bu bilincin ne kadar zayıf olduğunu bir kez daha hatırladım. İçlerinde çalıştığım için biliyorum bazı STK'lar ve üniversiteler gençlere bu bilinci yerleştirmekte çok faydalı işler yapıyorlar. Ancak Jessica'da gördüğüm gibi sanki doğuştan bu bilinçle doğmuş durumuna gelmek bizim için sosyal bir devrim olurdu. Düşünüyorum da, kendimiz ve çocuklarımız da dahil, hayatımızdan bir altı ayı böyle iptidai şartlarda ve tüberküloz kapma riskiyle burun buruna, para kazandığı işini bırakıp kim gönüllü çalışmaya gider. Bizde adama deli derler, tozuttu derler, hatta döndüğünde işini bile garanti etmezler, bu gene kafası uçar da gidebilir diye... İnsan Kaynakçı olarak işime geri döndüğümde bu konuya ciddi el atmaya karar verdim. Kurumun çalışanları ve aileleri ile birlikte bu bilinci parlatmamız gerekir.

Gruga park geçen haftadan beri daha da çiçeklenmişti. Manolyalar yavaş yavaş açıyor. Pembe ağaçlar şahane. Bir de parkın kuşlar bölümünü keşfettik bugün. Renkli papağanlar, atmacalar ve flamingoları gördük. Güneş sürekli olsa park cennet gibi olacak ama halen parçalı bulutlu gidiyoruz.



Yarın, hikayemizin erkek kahramanları Ecmel istanbuldan, Yalçın da Münih'den geliyor. Alev şimdiden hazırlıklara başladı. Fırsat buldukça ben de yazmaya çalışacağım.
Sarıldım sizlere....
Şule





7 yorum:

  1. Biraz hedonist bir sosyal sorumluluk ama, ben Istanbul'un kaybolan luferlerinin pesindeyim. Siz de destek olmak isterseniz;

    http://www.fikirsahibidamaklar.org/lufer

    Gectigimiz yillardan birinde Greenpeace'den balik olcme cetveli almistim. Sahane bi seydi, her balik cinsinin yavru hali, ergen hali ve yetiskin halinin cm.olarak olcusu var, balik almadan once olcuyosunuz. Kadikoydeki balik carsinda deniyim balik alirken demistim ilk olarak... Balikcilar boyumun olcusunu vererek arkama bakmadan kacmami saglamislardi ordan :((

    YanıtlaSil
  2. Sulecim,

    Gerek Ayla gerekse ben gercekten cok mutluyuz. Son zamanlarda yazmasak da, surekli okuyoruz. Ozellikle ilk reaksyon doneminde ister istemez endisli ve gergindik. Ama sonunda iyi olman cok guzel.

    Sosyal sorumluluk konusunda surekli dusunuyor okuyor ve dinliyorum. Dunya bu konuda farkli bir boyutta biz her zamanki gibi farklı. Bence bizim surekli yasayageldigimiz frustration'ın temelinde hızla gelismekte olan bir ulke iken kendimizi gelismis zannediyor olmak yatıyor. Neyse bu apayrı bir konu. Bir gun birinci ligin iyi bir oyuncusu olabilecegimize de hala inanacak kadar safım galiba ama .....

    Oya'nınki gibi hedonist olmayan bir duya icin www.ted.com 'daki videoları seyretmeni oneririm.
    (biliyorsan fuzuli olacak ama belki bilmeyenler vardır)

    Bu konuda konusacak cok seyimiz var ama onemli olan neler yapacagımız.

    Sevgiler

    Haluk y.

    YanıtlaSil
  3. Canım Şuleciğim,

    Harikasın ! Binlerce kere şükürler olsun. Almanya'yı bildiğim için , oradan dünyanın dogusuna cokca gittiklerini biliyorum. Tabii güzel bir tecrübe, ancak bizim ülkemizde insanlar istedikleri meslekleri bile henüz yeni yeni okuyup, yapabiliyorlar. Eskiden düşünsene insanlar belli meslekleri yapmak durumundaydilar, tabii şimdiki gibi bir eğitim sistemi de yoktu. Bu arada Şişli Terakki Lisesi'nin bu tür bir sosyal sorumluluk bilinci çalışması var. Çocuklar yaşlılar yurduna, yuvalara filan gidiyorlar diye biliyorum bana gelen talebelerden. Diğer okullarda da benzer çalışmalar var sanırım. kusun fotografı bir harika, bayıldım dogrusu.

    Seni cok opuyorum arkadasim, saglıklı ve mutlu nice baharlara der, seni sevgiyle kucaklarım.

    Mucks

    YanıtlaSil
  4. Şule'ciğim güzel haberlere çok seviniyorum.
    Jessica'ya hayran olmamak elde değil.Ferzanda böyle olsaydı.Ancak ferzan'ın annesi Jessica'nın annesi gibi değil malesef.Herşey zincirin birer halkası,tek halka işe yaramıyor.
    Ancak çok samimi bir itiraf da bulunursam Hindistana asla göndermezdim.Uçağa bomba ihbari yapar durdururdum.Böyle pislik görülmemiştir.Jessica'yı kutlamak lazım,kolay birşey değil.
    Ev şenleniyor konuklar var ne güzel
    Gizli kahramanımız Bertan'ı da davet etseniz hiç fena olmayacak.Yarın görüşmek üzere
    Herkese selam ve sevgi...

    YanıtlaSil
  5. İlk mesajım gayet sorulara cevap veren bir cocuk komposizyonu seklinde olmus ama helecandan, söyleyeceklerim de çok, Şulecim de iyi olunca neşem yerine geldi, çeneye vurdu ama o saatte evde ve etrafta anlatıcak insan yok. ben de her zaman laf çok. Bu sebeple yaslılıgım icin Özlem Önal'ın bir planı var: bana hap verdirip gecmisi tamamıyle unutturtucakmıs ki yaslanınca insanlar gecmis hikayeleri cokca anlattıklarından,bana eklenen hikayelerle feci bir durum olacagimi önceden tahmin etmiş.

    Bu arada Özlem fiilen bu blog'un takipcisi olmasa da benim kanalımla haberlerini günü gününe alıyor. Sana her daim duacı ve selamlarini göndermemi istiyor.

    Arkasim seni tekrar kucakliyorum. Yanliz burada bir noktaya dikkat cekecegim sayın blog severler, Yalcın bey'deki hucreler de masallah !!! diyorum baskınlık ciddi boyutta, ama Alman ırkını da solda sıfır bırkamıs. Kendisine bu vesile ile saglıklı, neşeli, bol kazancli günler dilerim. Daha bir çok duam var ama bu kız iyice sapıtkana baglamıs, kim bu demesin diye devamını icimden okudum. Gercekten muhtesem bir is basardınız Taray kardesler.

    Sulecim bu gecelik bu kadar. Seni cok seviyorum.

    Mucks

    YanıtlaSil
  6. Şulecim, hafta sonu yoktum yeni geldim, gelir gelmez bloga baktım ve süper haberlerle inanılmaz mutlu oldum. Zaten bekliyordum bu güzel haberi ama ilk ağızdan duymanın tadı bambaşka... Artık özlemle gelmeni bekliyoruz..

    Senin gelince her alanda çok büyük projelere imza atacağına eminim. Bu süreç beyin fırtınası ve yeni fikirler yaratma konusundaki becerine inanılmaz bir ivme kazandırdı, dönünce bu açığı süratle kapatacağına eminim. Bekliyoruz.. Sana her zaman her konuda tam destek hep destek.. Bizde elimizi taşın altına koyar ne lazımsa yaparız icabında:)) sen iste ben kızları her türlü sosyal projeye gönderirim:)) evde bana naz yapmak neymiş görürler bu sayede:))) hain planlar yapalım birlikte...

    Bu arada Alev Abla'yı kandırma konusunda seninle hemfikirim.. Hele bu döner daha doğrusu Alev usulu iskerder kebap beni benden aldı.. süper yani ne diyim.. Sizin evin erkekleri ziyafete geliyor yani... Hepinizi çooooook öpüyorum.. Güzel haberler sayesinde huzurla uyuyacağım.... Yarın ararım seni,bende de haberler süper:)))

    YanıtlaSil
  7. Susum birtanem,
    Jessica gercekten cok sorumlu ve sevgi dolu bir insan. Bu ikincisi olmadan birincinin anlami olmuyor. Amerika'da sosyal sorumluluk buyuk bir ugrasi ve daha ortaokuldan belli saat gonullu hizmet yapmak okulun ve derslerin bir parcasi, mesela Elif sarki soyluyor, her yil en az iki kere yaslilar evlerini dolasip sarki soylerler. Ayrica hafta sonlari cocuk hastanesinde calisiyor. Ama ben bazi mezun olmus insanlari biliyorum, okul bitip, zorunlu hizmet kalkinca herkes isin kolayina, rahatina donuyor. Bizim iste bu hafta gonulluler haftasi ama toplasan 5000 kisiden 50 kisi ancak katildi bu etkinliklere.
    Insanlarin sevecen olup Jessica gibi kalbinden gelerek bu isi yapanlari cok sayili, onun icin degerini bilmeli.

    Bu arada maskesiz artik parklarda dolastigini farkettim. Hadi bir de Mall'a gidersek iyice iyilestik.

    Simdiden gozunuz aydin..Herkese selam ve sevgiler.
    XOXOXOXOXO

    ALEV A.

    YanıtlaSil