7 Nisan 2010 Çarşamba

7 Nisan



Merhabalar,
Nihayet baharı getirdik Essen'e. Havalar da ısındı. Umarım bir daha soğumaz ve daha çok güneşli günler görürüz. İnsana havanın karanlığından kal geliyor bazen doğrusu.

Size daha önce bir yazımda eskiden uzun yıllar çalıştığım Chase Manhattan Bank deki ekibimizden ve aradan uzun seneler geçse bile nasıl birbirimize bağlı olduğumuzdan ve dostluklarımızın halen devam ettiğinden bahsetmiştim. Chase' e ilk başvurduğum zaman önce işe alımdan sorumlu genel müdür yardımcısı Jürgen'ın elemesinden geçip daha sonra diğer yöneticilerle tanışmıştım. O zaman üst yönetim tamamen yurtdışından gelen expat'lerden oluşuyordu. İngiliz, Fransız ve Alman kökenli uluslararası yöneticiler adaylarla tek tek görüşüp işe alınacak kişiye ortak karar veriyorlardı. Üniversiteden yeni mezun çaylak olarak bu görüşmeleri kalbim çarparak ve bildiğim ingilizceyi de heyecandan unutarak geçirmiştim. O zaman benimle "interview" yapan yöneticilerden biri Burkhard Von Wallenberg di. Hiç unutmuyorum, görüşmeye önce ingilizce başlayıp sonra bana çok akıcı bir Türkçe ile sorular sorup, görüşmeyi Türkçe bir sohbete çevirince nasıl şaşırmıştım. Burkhard, Nilgün ile evliydi ve Türkiye'ye gelmeden önce Türkçe'yi çoktan iyi öğrenmişti, hem de en harbi argosuyla.
Birlikte Chase de çalıştık, daha sonra herkes farklı kurumlara gitti ama biz kopmadık. Burkhard şimdi İşbank Almanya'nın genel müdür yardımcısı. İş ziyaretleri nedeniyle Frankfurt'dan bizim bu taraflara gelince, ziyaretime geldi. Nasıl sevindim anlatamam. En son belki 5-6 yıl önce Istanbul'da görüşmüştük. Evde buluştuk, sonra birlikte bizim yakınlarda ki Italyan restoranına gittik. Son yıllarda olanları güncelledik birbirimize. Burkhard ve Nilgün'ün güzel bir kızları var. Selin, üniversiteyi Istanbul'da okudu ve şimdi Istabul'da bir reklam şirketinde çalışıyor.

Burkhard, ben hastahaneden çıktıktan sonra aile dışında gelen ilk misafirim oldu. Artık normal bir hayata geçiyorum galiba!!!! Size resmimizi iletiyorum.



Sizi kıskandırmış gibi olmayayım ama Alev işi azıttı. Dün akşam bana pırasalı börek yaptı. Ama yufkayı kendi açarak ve alt tarafına 15, üst tarafına da 15'er kat kat yufka koyarak. Baklava yapar gibi yani. Biraz daha iştahım açılsa keşke. Çok makul bir dozda yiyip sonra tıkanıp kalıyorum. Bu akşam da yaprak sarma yapıldı. Yarın pişecek ve mideye indireceğim. Annemi çoktan geçmiş Alev, farkına yeni varıyoruz. Yalçın da kendi yokken bunlar yapılıyor diye uzaktan gıcık oluyor.



Öpüyorum hepinizi. Dostluklarımızın kıymetini bilmek ve her zaman gönlümüzde yer vermek dileğiyle....

Şule

8 yorum:

  1. Selamlar,dostlar
    Güne sayende güzel başlayacağım.Ne kadar mutlu oldum anlatamam.Çok haklısın dostluklar insan hayatında nekadar önemli vede gerekli onlarsız olmuyor.Seni her zaman böyle görmek isterim.
    Alev hanım,Alev hanım işin mokunu çıkarttınız..Bursa'ya ziyaretinize gelmekten vazgeçtim.100gr. vereceğim diye 1 aydır göbeğim çatlıyor.Gelipde o nefis yemekleri nasıl yemezsin.
    Yalçın çok haklı yazık çocuğa Alev hainlik yapma lütfen.
    Hepinizi sevgiyle öpüyorum.Afiyetler olsun.Yarasın.

    YanıtlaSil
  2. Alevcıgim,Şulecigim,........Yemekler cok güzel anladık da kalanını kim mideye indiriyor pek çözemedim.!!!!!!!Yalçın da yokmuş anladıgım........Şule minnacık yiyorsaaaa???????Aman aman dikkat!!!!!!!!Dostluklara gelince....hakikaten çok önemli.....uzun zaman görüşmesende hakiki dost kalbinden hiçbir zaman çıkmıyor insanın......örnek ferhal gibi.....öpuyorum sizleri.......nur kurtcan

    YanıtlaSil
  3. Sevgili Şule,Sevgili Alev;

    Ben de aynı Nur gibi yemeklerin kalanının ne olduğunu merak ettim vallahi :-)).Herhalde Alev onları Yalçın için buzlukta saklıyordur diye düşündüm.Börek tablo kadar güzel gözüküyor.Eline sağlık Alev'ciğim.
    İyilik haberlerinizi almak çok güzel.
    Hepinizi çok öpüyorum.Sevgiler.
    Nilgün Yağlı

    YanıtlaSil
  4. Şulecim şahane görünüyorsun fotoğrafta. Börek ayrıca muhteşem. Süpersiniz kızlar.

    YanıtlaSil
  5. Susum,
    Bu nekadar keyifli haberler boyle. Yasam normale donmus, ahbaplar geliyor, lokantaya gidiliyor.. Nerden nereye geldin..ilk yazilara bakinca insan anliyor. Burkhard'i bizde cok sevdik, boyle vefakar is arkadaslari zor bulunuyor. Hep yuzun gulsun, cevren vefakar arkadaslarla dolsun.

    Alev'e gelince vallahi ben senin kitap yerine Alev icin bir yemek kitabi planlayalim derim. Ben boyle pirasa boregi ilk defa duydum ve on binlerce kilometreden agzimin suyu akti. Boyle orijinal yemeklerle mutlaka kitap #1 hit olur.

    Yazilara ve resimlere devam- sizi cok seviyoruz :)

    ALEV A.

    YanıtlaSil
  6. yaşasın,sen de börek de şahane görünüyorsunuz:)))

    YanıtlaSil
  7. Ben Pisikollejinden biliyorum ki kendi içimizde yaşadıklarımız konuşma dilimizi aşan yaşantılardır, ama birileriyle üzerinde beraber konuştuğumuz bi film, bi çocukluk anısı, bi şarkı, bi kizarmis ekmek kokusu:)), bir iki kelime bile içimizi dışımıza yaklaştırıyo gibi geliyo bana bazen...

    Herkesin aklında kendi zaaflarıyla buluşturduğu, iki kisiyi birbirine yaklastiran bir iki kelimeyle belki de...

    Fromm ve Reichmann bi gün yıllar önce kendisine psikanalize gelmiş biriyle karşılaştığında sormuş; sizinle yıllar süren yoğun beraberlik yaşadık. O yıllardan bugüne kalan en canlı anınız nedir? diye, diğeri cevap vermiş - Bi gün sizinle randevum vardı akşama doğru bi saatte. Benden önceki kişi çıktığında hava iyice kararmıştı, terapi seansına başlamadan önce birlikte duvardaki elektirik düğmesini arayıp durmuştuk. "

    Iste boyle yillar sonra nelerin asla unutulmucani yasadiginiz o an kestiremiyosunuz bazen :)

    YanıtlaSil
  8. Şuşum, seni çok seviyorum da, bugün sözüm Alev'e... Alev'cim, dönüşte bir gün Halil İbrahim sofrası kurmak boynunun borcu olsun, hepimizin yutkunmaktan bademciklerimiz şişecek bu gidişle... O ne abi ya...

    YanıtlaSil